MT (Motoscafo da Turismo) veya Barchino Esplosivo adı verilen bu küçük ahşap tekneyi Rusya-Ukrayna savaşında sıkça gördüğümüz insansız suüstü Mykola dronlarının atalarından (Nikola Tesla’nın uzaktan kumandalı teknesi 1898 ve Fernlenkboot 1915 diğer ataları sayılabilir) olarak düşünebiliriz.
MTler; 5.6/6.1m boy, 1.6/1.7m genişlik ve 1.17m toplam yüksekliğe sahip olan ahşaptan imal edilen çok hafif basit ve ucuz teknelerdir. 95hplik Alfa Romeo contra rotating pervaneler ile sevk edilmektedir. Kuyruğun katlanabiliyor olması sayesinde limanları koruyan torpido ağlarının üzerinden geçerken karina altında takıntı yapmamaktadır. 33knt sürate ulaşabilen tekne bir sürücü tarafından kontrol edilmekte idi. Teknenin içinde hedefe yaklaşıldığı anda dümeni ve gazı kilitleyenilecek bir kıstırma mekanizması bulunmakta ve kilitlendikten sonra güvenli bir mesafede sürücünün pervaneye çarpmadan atlayabildiği ve patlamanın şiddetinden korunabileceği bir platform yer almaktaydı. 300kgluk paylayıcı, bir varil içerisinde mastöriye yakın bir mesafede tutulmakta (daha öne konulursa aracın kaymasını önleyecek şekilde başa trimlenmesine neden oluyormuş) ve baş kısımda bulunan metal bir ızgara ve ortasında yer alan katlanabilir bir koldan oluşan mekanizma sayesinde hedefe ulaştığı zaman patlayıcıyı tetiklemekte ve bu hafif ahşap tekneyi de ortadan ikiye parçalamaktaydı.
Operasyon bölgesine suüstü savaş gemilerinin davitinde veya denizaltının dry deck shelter denen güvertede yer alan basınca dayanıklı haznesinde yakınlaştırılmakta ve hedefe olabildiğince yakın güvenli bir bölgede denize indirilmekteydi. Genellikle sisli gecelerde fark edilmelerini güçleştirecek şekilde sürü formasyonunda taarruza geçmekteydiler.
Bilinen en başarılı operasyonları Girit’de 25-26 Mart 1941’de Francesco Crispi ve Quintino Sella destroyerleri tarafından taşınan altı araçtan oluşan MT birliğinin 10200 tonluk HMS York’a yaptıkları saldırıdır. İki MT başarı ile York’a ulaşmış ve sürücüleri tekneleri hedefe kitleyerek araçtaki platform aracılığıyla atlayarak kurtulmayı başarmış ve iki tekneye ait patlayıcıların da infilakı gerçekleşmiştir. HMS York kıyıya çekilerek batması önlenebilmişse de savaş dışı kalmıştır. Bu sayede bu iki tekne ölümü veya en iyi ihtimalle esir düşmeyi gönüllü olarak kabul etmiş cesur iki Decima Mas komandosu sayesinde kendi ağırlığının yaklaşık 10.000 katı olan gemiyi savaş dışı bırakabilmiştir. Birkaç bin dolarlık bu teknelerin yüz milyonlarca dolarlık gemileri batırabildiği bu sinsi taarruz operasyonlarının bugün de önemi çok iyi görülmektedir.
Ülkemizde bu konuda farkındalık oluşmaya başladı ancak büyük gemi merakımız biraz burada da kendini gösteriyor çok ucuz ve çok sayıda küçük 600-700kg deplasmanda ve radar kesidi vermeyecek araçlar yapmamız elzem.