UDT (UNDERWATER DEFENCE TECHNOLOGY) KONFERANSI

Sualtı Savunma Sistemleri ile ilgili her yıl düzenlenen en önemli etkinliklerden birisi olan UDT için Oslo’daydım. Konferansa damgasını vuran en önemli konu tabi ki Kritik Sualtı Altyapılarının Güvenliği idi. Nord Stream Line Sabotajı etkisinin hala devam ettiği dünya konjonktüründe her geçen gün yenisi kopan sualtı elektrik ve internet kablolarının nasıl korunacağı tartışılmaya devam edildi.

Fransız Donanması’nın 6000m’ye kadar operasyon yapmayı planladığı Seabed Warfare Strateji Dokümanı Şubat 2022’de yayınlanmış bulunuyor. Oysa Nord Streamline Sabotajı sivil dalgıçların bile inebildiği 70/80m gibi derinliklerde yapılan bir dizi “sualtı” operasyonuyla gerçekleştirilmişti.

Toplantının ilk gününde Norveç Deniz Kuvvetleri Komutanı Rear Admiral Oliver Berdal’ın da katıldığı sessionda Tampnet’in CTO’su Anders Tysdal’a bazı sorularımı yönelttim. Özellikle balıkçı teknelerinin veya “ghost fleet”in bilerek veya bilmeyerek bu kabloları koparmasına yönelik önlem ve müdahaleler üzerine tartışmalar yapıldı. Suüstü araçlarına karşı özellikle AIS (Automatic Identification System)larının açık olduğu halde sakıncalı bölgelere yaklaştıkları ve şüpheli süreleri buralarda geçirdikleri hallerde AI uygulamaları ile uyarı sistemlerinin geliştirildiğini ve kablolara temas edildiğinde bunun bir uyarı olarak merkeze iletildiğini aktardılar. Ancak günümüzde neredeyse her gün yeni bir ülkenin insanlı veya insansız(!) mini denizaltıların bir yenisini denize indirdiğini görüyoruz. Bu araçların kablonuza dokunduğunu anlamanız pek zor değil zaten dokunduklarından birkaç saniye sonra elektriğiniz veya internetiniz kesilmiş oluyor ve geri bağlanmıyor!? Ancak günümüzde 400nm gibi sualtı sıalarına sahip olabilen bu araçların bir bölgede operasyon yaptığını, elinizde yer ve zaman belirten bir istihbarat raporunuz yoksa, anlamak ve onları fiziksel metodlarla yakalamak imkansıza yakın. UDT’ye damgasını vuran diğer çok önemli bir konu ise Çin’in 4000m’ye kadar sualtı kablolarını kesebilen bir robot kolunu geliştirdiğini duyurmuş olmasıydı. Süper güçlerin uzun yıllardan beri “gizli” operasyonlarla çok derin sularda sualtı kablolarını dinleme (Operation Ivy Bells) veya kesme işlemleri yaptığı kayıtlara geçmiş bulunuyor ancak Çin ilk defa böyle bir teknolojiye sahip olduğunu kamuya duyuran ülke oldu.

Konferansın ikinci gününde ise sualtı araçlarının insanlı veya insansız olarak siyah&beyaz olarak ayrılmaması gerektiğini dilegetirdim. Günümüzün otonomi seviyesi ile bir AI’a silah kullanma yetkisinin verilmesindeki sakıncalar gözönüne alındığında ne tam otonom ne de tam insanlı olmayan, tıpkı uzay istasyonlarındaki gibi çok yüksek otomasyon seviyesine sahip ve içindeki insanın pilotluk yapmasına ihtiyaç duymayan ancak muhabere ve silah angajman gerçekleştirmek üzere çok az sayıda personele sahip “No Manning Required” veya “Augmented Unmanned” mini denizaltıların gelecekte çokça tercih edildiğini göreceğiz.

                                                                                                                                                                            Oslo/Norveç , 25-27 Mart 2025