Typhoon Denizaltısı’nı çok kişi bilir de dünya üzerinde insan kabiliyetinin ve mühendisliğin geldiği en uç noktalardan birini temsil eden bu muhteşem makinayı ortaya koyan ekibin başındaki baş tasarımcı Dr Sergey Nikitich Kovalöv’ü (Сергей Никитич Ковалев 1919–2011) pek az kişi bilir. Rusya’da eski adıyla Leningrad Shipbuilding Institute (şimdi State Marine Technical University)’de 1937 ile 1942 yılları arasında gemi inşaat mühendisliği eğitimini tamamladıktan sonra Saint Petersburg’da bulunan Rubin Dizayn Bürosu’nda çalışmaya başlayan Kovalöv 1958’de Şef tasarımcı ve 1983’te ise Genel tasarımcı poziyonuna yükselmiştir. Hotel sınıfı, Hotel II sınıfı, Yankee sınıfı, Delta I sınıfı, Delta II sınıfı Delta III sınıfı, Delta IV sınıfı ve en ünlüsü Project 941 Akula (Typhoon sınıfı) olmak üzere 8 farklı proje kapsamında inşa edilen toplamda 92 denizaltının genel tasarımcısı olarak görev almıştır. Saint Petersburg’u ilk ziyaretimde benim gemi mühendisi olmamda çok büyük rolü olan bu büyük üstadın kabrini Krasnenkoye Mezarlığı’nda ziyaret etmiştim ve mezarına kırmızı beyaz güller bırakmıştım. İçimden şöyle geçirmiştim; “Senin memleketin için başardıklarının yarısını ben kendi ülkem için başarmak istesem çok mu hayalperest olurum?”
Bugün 15 Ağustos. 15 Ağustos 1919’da dünyaya gelmiş olan bu büyük üstadın 105. doğum günü.
Ruslar Typhoon’a gelene kadar onlarca denizaltı yaptılar ama yine de yeni tasarımlar denerken ölçekli modeller üzerinde deneye, tecrübeye büyük önem verdiler. Türkiye de Milli Denizaltı Projesinde mutlaka 1/6 civarında ölçeğe sahip mini model/modellerle tecrübeler yapmalıdır. Bilhassa manevra ve akustik özelliklerin bu kendinden hareketli model ile denenmesinde büyük önem vardır. ( bu konuda daha ayrıntılı fikirler şu yazıda paylaşılmıştır: https://tersperiskop.com/denizalti-hidrodinamigi-uzerine-sessiz-ve-derinden-mumkun-mu-datum-asnin-hidrodinamik-calismalari/
Sanıyorum çok az kişi Rusların Typhoon’u inşa etmeden önce denizaltının tasarımı esnasında bir ölçekli prototipini yaptığını ve bu prototip üzerinde deneyler yaparak gerçek denizaltının tasarımını denediklerini bilir. Kırım’da yapıldığı sanılan bu deneylerde Typhoon’un modeli üzerinde direnç, sevk, manevra ve akustik deneyler yapılarak tasarımın değerlendirildiğini sanılmaktadır. Fotoğraftan değerlendirme ile 1/10 civarında bir ölçeğe sahip olduğunu değerlendirilmiştir.
Bu 6 denizaltıdan en ünlüsü TK-20 Severstal (Северста́ль) ‘dir. Çünkü bu denizaltı ve bu denizaltının mürettebatına uzun süre komutanlık yapmış iki defa Rusya Kahramanı ünvanına layık görülmüş Alexander Sergeyeviç Bogaçev (Александр Сергеевич Богачёв 1954-2015) Rus Donanma tarihinde en fazla balistik füze fırlatma rekoruna sahiptir (58 adet). Denizaltı adını Severstal (https://chermk.severstal.com) isimli Rusya’nın ünlü bir metal üretim kompleksinden almaktadır. TK-20’nin yelkeninde yer alan denizaltı sembolünde de bir kazanda eritilmiş ve dökülen kor halde çeliğin resmedildiği görülmektedir. Bu da Severstal fabrikasının eski logosudur.
Kıçta iki nozul içerisinde bulunan yedi kanatlı çalık denizaltı pervanelerini her biri 50000 HP güce sahip buhar türbini döndürmekteydi ve bunlar gücünü 2 adet 190 MW güce sahip OK-650 basınçlı su nükleer reaktöründen almaktaydı. Bu güç, Akulalar’ı suüstünde 22knot ve sualtında 27knot sürate eriştirebilmekteydi. Toplamda beş adet mukavim tekneden oluşan tekne yapısında gemi boyunca uzanan iki mukavim teknenin arasında 2li sıra halinde toplam 20 adet denizaltıdan atılan RSM-52 balistik füzeyi atmak için kovanlar yer almaktaydı. 6 adet 533mm torpido kovanından atılmak üzere de 22 adet Type 53 torpedosu ve RPK-2 Vyuga veya RPK-6 Vodopad antidenizaltı füzesi ana silah kabiliyetini oluşturmaktaydı.
Gemi mühendisliğini kazandıktan sonra bu denizaltının fotoğrafları uzun süre odamın duvarını süsledi. Araştırdıkça gördüm ki gerçekten Rus ve Denizaltı kelimeleri yanyana geldiğinde akla ilk olarak Typhoon (Акула-Akula-Köpekbalığı) sınıfı denizaltılar gelmekteydi. 6 adet olarak üretilmiş bu denizaltılar hem dış görünüş olarak, hem genel yerleşim olarak hem de sevk sistemi olarak şimdiye kadar yapılmış tüm denizaltılardan farklıydı. Bir Oscar II Sınıfı denizaltıya boy verilmesi ile inşa edilen Belgorod Denizaltısı denize inene kadar 173m boylarıyla ve 48000 ton dalmış deplasmanları ile uzun bir süre için inşa edilmiş en büyük denizaltı olma konusunda Guinness rekoruna sahipti.
Bugün 15 Ağustos.
24 sene önce Hunt for Red October Filmi’ni izlemiş ve Typhoon (Акула-Akula-Köpekbalığı) sınıfı ağır füze denizaltı kruvazörünü ilk defa bu filmde görmüştüm. Filmde aslında Sean Connery’nin canlandırdığı Marko Ramius, vatanına ihanet edip Amerika’ya sığınan bir Rus denizaltı komutanı olsa da bu dev geminin gücü ve önemi beni çok cezbetmişti. Denizaltı içerisinde onu kullanan personel ve denizaltı içerisindeki hayat çok ilgimi çekmiş de olsa, böyle güçlü bir gemiyi sıfırdan düşleyen, planlayan ve onu önce kağıda döken ve sonra ete kemiğe büründürüp denize indiren mühendislere çok özenmiştim.